Dünya sahnesine yerel değerlerimiz yavaş yavaş çıkmaya hazırlanıyor. 19-21 Eylül tarihleri arasında Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da düzenlenen ‘2’nci Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’ nde sevindirici gelişmelere yer verildi.
Coğrafi işaretler ülke ekonomisi için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’de coğrafi işaret alabilecek ürün sayısı 2500’e yakın. Afyon sucuğu, Kayseri mantısı, Giresun tombul fındığı gibi 15 ürün için de, Avrupa Birliği’ne (AB) tescil için başvurularının yapıldığı belirtti.
2’nci Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi‘nin bu yılki teması ‘Anadolu’dan dünyaya’ olarak belirlenen zirve, Türkiye coğrafyasına ait ürünlerin bir markaya dönüşmesine katkı sağlayarak, coğrafi işaretli ürün potansiyelini harekete geçirmeyi ve bu yolla büyüyen uluslararası ticaretten yararlanmasına ve kırsal kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Zirvede coğrafi işaretler ve yöresel ürünler ile ilgili üreticiler, paydaşlar, Türk ve yabancı perakende ve HORECA (yemek servisi endüstrisi) sektörü temsilcileri ile uluslararası organizasyonların stantları yer aldı.
‘AB’ye 15 Ürün İçin Tescil Başvurusu Yaptık’
Emine Erdoğan, zirve kapsamında yapılan çalışmaları, Anadolu’nun mirasına sahip çıkmak olarak gördüğünü, ülkenin her köşesinden fışkıran zenginliği tescillemenin takdire şayan olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bugün Türkiye’de, Adana’nın kebabından, Ayancık keten bezine, Kastamonu siyez bulgurundan, Mut zeytinyağına, Nizip sabunundan Safranbolu safranına kadar yüzlerce coğrafi işaretli ürün mevcut. Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı ise, AB’den coğrafi işaret tescili almış üç ürünümüz. Afyon sucuğu, Kayseri mantısı, Giresun tombul fındığı gibi 15 ürün için de, AB’ye tescil için başvurularımız yapıldı, işlemlerimiz devam ediyor. İnşallah en kısa zamanda bu ürünler de ülkemizin anonim değerleri olarak dünya sahnesine çıkacak” dedi.
‘Coğrafi İşaret Alabilecek Ürün Sayısı 2 Bin 500’
Erdoğan, bu sevindirici gelişmelerin sadece bir başlangıç olduğunu ifade ederken, “Türk Patent ve Marka Kurumu’nun envanterine göre, Türkiye’de coğrafi işaret alabilecek ürün sayısı 2 bin 500’e yakın. Yani hemen elimizin altında müthiş bir potansiyel var. Çünkü Türkiye medeniyetlerin doğumhanesi, farklı kültürleri barındıran bir çeşitlilik havzasıdır. Bu muhteşem hazine, bitkiden tekstile, esanstan gastronomiye kadar her alanda kendini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
‘Gençler İçin Büyük Fırsat’
Ekonominin küreselleşmesiyle otantik değeri ve bir hikayesi olan ürünlerin ön plana çıktığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte bu noktada, Türkiye bir cennet; ama iş coğrafi işaret tescili almakla bitmiyor. O ilk adım, ne yaptığımız. Burada gençler için büyük bir fırsat mevcut. Gençlerimiz vizyonlarını ve enerjilerini bu işe katarlarsa, dünya markalarının kısa sürede ortaya çıkması hiç de zor değil. Dünyanın global markalara doyduğu bu dönemeçte, fark oluşturabilmek, ancak yerel olanı dünya sahnesine taşımakla başarılabilir. Yerel olanı bilip, hazmetmeden evrensel olamayız. Eğer ülkemizin her bir bölgesini, yöresini fasikül fasikül okuyabilirsek, henüz keşfedilmemiş ve tüm dünyada çığır açmaya gebe nice hazine bulacağız. Böyle bir keşfe çıkmak, kültürel tarihimizde adeta bir arkeolog titizliğiyle araştırmak da, tıpkı bayrak sevgisi gibi kutsal bir çabadır.”
‘Coğrafi İşaret, Bölgeyi Kalkındırma İmkanıdır’
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün ve AB Fikri Mülkiyet Ofisi’nin verilerine göre, sahte ve taklit ürünlerin küresel ticaretteki payının yüzde 3,3’e ulaştığını ifade eden Emine Erdoğan, “Bu haksız kazancın önüne geçilmesi ve fikri mülkiyet haklarının korunması da, coğrafi işaretli ürünlerin artmasından geçiyor. Ayrıca, resmi kalite işareti olan coğrafi işaretin, ürünün pazarlama gücüne güç kattığı da bir gerçek. Eğer biz, coğrafi işaret almaya aday ürün potansiyelimizi iyi kullanabilirsek, ekonomik anlamda da yeni kulvarlarda koşacağız. Dünyada yaklaşık 10 bin ürünün, 200 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip olduğu biliniyor. Alınacak tescillerin dünya pazarlarına açılması noktasında da, önemli bir ekonomik değer ortaya koyacağı aşikar! Öte yandan, coğrafi işaret, kırsal kesimde büyük istihdamlar sağlayarak, bölgeyi ve halkını kalkındırma imkanıdır.”
‘Tescilli İşaretlerimizin Pazar Payı 2 Milyar Avro’
Bakan Varank, 446 tescilli ürünün pazar payının 2 milyar Avro civarında olduğunu vurgulayarak, “Dolayısıyla, tescilden sonraki süreçler olan ticarileşme ve ihracat aşamalarına daha fazla odaklanmamız gerektiği çok açık. Bu noktada Kalkınma Ajanslarımız coğrafi işaretli ürünlerin, iç ve dış piyasalarda tanınması ve markalaştırılmasına yönelik çeşitli destekler veriyor. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansımız, coğrafi işaretli ürünlerden elde edilen geliri artırmayı kendine hedef koydu. Böylece hem kırsal kalkınmaya hem de gelirin tabana yayılmasına katkı sunmuş olacak. Bu amaçla 5 milyon lira bütçeli mali destek programı planlıyoruz. Program çerçevesinde; tescille kazanılan haklara ilişkin izleme ve denetim sistemleri kuracak; coğrafi işaretli ürünlerin ortak üretimi, satışı ve pazarlanması, bunların turizm değerine dönüşmesi gibi önceliklere destek vereceğiz” diye konuştu.
Mustafa Varank, coğrafi işaretlerin ihracatını arttırmak için, yurt dışında da tescil edilmelerinin sağlanması gerektiğini, bu amaçla AB Komisyonu’yla işbirliği yapıldığını anlattı. Varank, AB ile yürütülen işbirliği kapsamında, ilk aşamada 35 başvuruyu daha tescil ettirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Kaynak: DHA